Bioderma Güneş Kremi Seti

Nihayet evdeki tüm yarım kalmış güneş kremlerini bitirip yepyeni güneş kremime kavuşmak için eczanenin yolunu tuttum ve eve aşağıdaki cicilerle döndüm. :)

Hayatta en büyük mutluluklarımdan biri sample ürünler ve yanında verilen hediyelerdir. :) Bu yüzden en çok Sephora ve eczanelerden alışveriş yapmayı tercih ediyorum. Bu iki yerden de eliniz kolunuz sample ve hediyelerle dolu çıkabiliyorsunuz. :)

Aslında güneş kremi için eczaneye giderken aklımda iki marka vardı; ya Bioderma ya da Avene alacaktım. Bioderma'yı özellikle kaliteli ürünleri uygun fiyattan sattıkları için seviyorum, Avene'i ise yıllardır yaptıkları reklamlardan olsa gerek kafamda "güneş ürünü=Avene'dir" olarak yer ettiği için tercih edecektim. Eczanede her iki ürünün de çanta hediyesi vardı ama ben bu çantayı daha çok beğendiğim hem de 50+ SPF'li güneş kreminin yanında bir de güneş sonrası sütünü hediye olarak verdikleri için Bioderma'yı tercih ettim. Yakın zamanda tatile çıkıyorum ve yeni cicilerimi kullanmak için sabırsızlanıyorum :)

Bu arada bir bilgi notu iletmek istiyorum. Sizi bilmem ama ben bu spf (sun protection factor = güneş koruma faktörü) işini yıllardır yanlış biliyormuşum. 30 spf'nin 50 spf'den daha koruyucu olduğunu herkes bilir ama ben güneş kreminin içindeki koruyucu bir madde 50 spf'de daha çok olduğu için daha çok koruyor zannediyordum. Halbuki konu tamamen zamanla alakalıymış. Eczandeki uzmanın açıklamasına göre diyelim siz korumasız güneşe çıktığınızda 10 dakikada kızarıyorsunuz. 30 spf'li güneş kreminin koruyuculuğu (faktör x dakika) olacak şekilde hesaplanıyor yani 30 x 10 = 300 dakika boyunca sizi güneşten koruyor demekmiş. Haliyle 50 spf'li koruyucu 500 dakika yani neredeyse 10 saat koruduğu için daha etkiliymiş. Bu da bir dip not olsun ;)

Rosense deneyimim

Geçtiğimiz günlerde günlük alışveriş için dışarıya çıktığımda eve lazım bir kaç ilaç için de eczaneye uğramıştım. Bankoda Rosense'in ürünlerini gördüm. Zaten deodrant lazımdı, orada sıktığımda kokusunu beğendiğim için deneme amaçlı Rosense'in deodrantını aldım. Ne yalan söyliyeyim kokusu oldukça güzel, sizin de aklınızda olsun.

Rosense ile ilgili bir diğer konu da nemlendirici kremi. Eczanedeki uzman bana deneme amaçlı bir sample verdi. Evde kullandım veeee süper bir nemlendirici ile karşılaştım. Hemen emilen, misler gibi kokan ve cildinizi çok hızlı bir şekilde bebek cildine döndüren bir krem. Açıkçası hiç beklentim olmadan kullandım ama çok çok beğendim. Eğer dermokozmetik markalarına göre daha uygun fiyatlı ama etkili bir nemlendirici düşünüyorsanız Rosense'in nemlendirici kremini şiddetle öneririm.

Bir pazarlama uzmanı olarak Rosense'i kuruluş aşamasından beri takdirle izliyorum. Markalaşma sürecinin başarılı yürütüldüğünü düşünüyorum. Şimdiye kadar cildim için tek kullandığım ürünü gül suyu idi ama diğer ürünlerinin de bu kadar başarılı olması beni şaşırttı doğrusu. Her iki ürünü de tekrar kullanır mıyım? Kesinlikle evet!

PROBLEM 5: Dudaklarım adeta kurak topraklar gibi. Çabucak yırtılıyor ve kanıyor. Kabuk tutmasından bıktım artık.

Cevap: Bir önceki yazımdaki probleme neden olan etmenler bu sorun için de geçerli aslında. Özellikle susuz kalmak dudakları çatır çatır çatlatıyor, buna kesinlikle eminim. Bunun için yapmanız gereken gün boyunca dudaklarınızı uygun bir nemlendiriciyle devamlı nemlendirmek. Böylece cildinizin gerilip kanamasının dolayısıyla da yırtılıp kabuk bağlamasının önüne geçmiş olacaksınız.

Ben bugünlerde Babe Lip Repairing Cream kullanıyorum. Dudaklarımı oldukça iyi nemlendirdiğini söyleyebilirim, üstelik uzun süre dudakta kalıyor, ya da oruç tuttuğum için dudaklarımı yalamadığımdan uzun kalıyor bilemiyorum :), kısaca memnun olduğum bir ürün. Çok da güzel kokuyor ayrıca ;)

PROBLEM 4: Cildim çok kuru gözüküyor, nemlendirici yetersiz kalıyor gibi. Üstüne bir de kaşıntı var, ne yapacağımı bilmiyorum.

Cevap: Üzülme sevgili okur, aynı dert bende de var ama çözümü de var ;). Bir süredir bacaklarım ve kollarımda acayip bir kaşıntı başladı. Hayır alerji yapacak bir şey de yemiyorum, görüntüde de alerjik bir durum gözükmüyor zaten. Sonra birden bana bir aydınlanma geldi; tabi ya oruçlu olmaktan kaynaklanan cildin susuz kalması + güneşin kurutucu etkisi + sık duş almak. Nitekim eczacım da düşüncemi teyit etti.

Sıcaklığın yüksek olduğu şu günlerde cildimiz daha çok nemsiz kalıyor, bir de oruç tutup daha az su içmek durumunda kalınca içeriden de beslenemiyor. Güneşe de maruz kalıp bir de sık duş almaktan cildin doğal yağı da gidince garibim ne yapsın, kuru üzüme dönüşüyor.

Bunun için size çok memnun kaldığım 2 ürün önereceğim: Avene Trixera Cream ve Babe Oil Soap. Bunlar nedir derseniz:

Avene Trixera Cream: Benimki gibi hassas, kaşıntılı, hemen her şeyden nem kapan yani kısaca atopik denilen ciltlere özel bir nemlendirici krem. Ben kullandığım zaman hemen kaşıntım geçiyor, bir de cildimin gerçekten nemlendiğini ve ferahladığını hissediyorum. Etkisi uzun süreli, günde 1 kere kullanmam yeterli oluyor. Üstelik hemen emiliyor.

Babe Oil Soap: Bu duşta kullanılan, vücut yıkama yağı. Yağ diye yazdıklarına bakmayın kesinlikle yağ gibi bir kıvamı yok, bildiğimiz krem gibi. Aynı Avene Trixera Cream gibi atopik ciltlere özel. Duş sonrası cildiniz gayet yumuşacık ve nemlenmiş oluyor. Ama tabi duş jelinin nemlendirme etkisi uzun sürmeyecektir, haliyle üzerine mutlaka bir nemlendirici kullanmalısınız.

2 üründe de tek beğenmediğim nokta parfümsüz olması. Bazı kullanıcılar özellikle böylesini arıyor ama ne bileyim ben duş jelimin de sürdüğüm kremin de mis gibi kokmasını seviyorum.

Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

PROBLEM 3: Yüzümde güneş lekeleri oluştu. Acil yardım!

Cevap: Sevgili beyaz tenli okur, benim gibi güneş koruyucunu sürmeden dışarı çıkarsan ne olacaktı ya? Temmuz başında tatildeyken bir sabah uyandığımda aynaya bakmamla birlikte alnımda ülke haritası gibi bir güneş lekesini görmem bir oldu. Üstelik sadece orası değil güneş gözlüğümün kapattığı yerler hariç, göz çevremde de bir adet güneş lekesi çerçevesi oluşmuştu. Aşağıdaki temsili resim derdime tercüman olmakta.

Tatilden döner dönmez ilk iş eczaneye kendimi can havliyle atmak oldu. Bizim eczanede bir cilt analizi cihazı var, onunla cilt birkaç kat büyütülüyor, hatta bir keresinde annemin kırışıklıkları için baktıklarında mübarekleri kırışıklık değil adeta birer kanyon kıvamında görmüştük. Neyse konudan sapmayalım. Analiz sonucu güneş lekeleri kabak gibi çıktı ortaya.

Bu konuda şunu söylemeliyim eğer beyaz tenliyseniz ve/veya doğum kontrol hapı kullanıyorsanız güneş lekelenmelerine herkesten çok açıksınız demektir. Bu konuda ekstra dikkat etmeniz lazım. Eğer böyle bir sorun sahibiyseniz kullanacağınız ürünler de mutlaka şunlar olmalı, eksik ürünle yeterince iyi sonuç alamazsınız:

• Cilt soyucu
• Renk açıcı
• Nemlendirici
• Güneş koruyucu

Eczanenin uzmanı bana cilt soyucu olarak Benev BHA Exfoliator Salicylic Acid ,renk açıcı olarak Dermalogica Extreme C, nemlendirici olarak DDF Ultra Lite Oil Free verdi. Güneş koruyucu olarak Avene Tinted Cream önerdi fakat evdeki Daylong koruyucu bittikten sonra almak istediğim için bana birkaç tester verdi.

Gelelim ürünlerin analizine:

Benev BHA Exfoliator Salicylic Acid: Bu ürün aslında peeling ürünü ama bildiğimiz granüllü peeling gibi değil, daha çok içindeki asit yardımıyla deride soyma işlemi gerçekleştiriyor. Fakat iyi haber, bu dışarıdan hiçbir şekilde belli olmuyor. Ürünün diğer beğendiğim yanı ise benim gibi siyah nokta ve sivilceye yatkın ciltlerde bu konuda da ciltte güzel sonuç veriyor. Yani tek ürünle çifte sonuç elde ediyorsunuz. Ürünü gün aşırı kullanıyorum, herhangi bir kızarıklık, acı vs. gibi yan etki olmadı. Tek kötü yanı keskin kokusu beni öksürtüyor.

Dermalogica Extreme C:  Bu ürün çok ilginç aslında. Elinize ilk döktüğünüzde pudra gibi ama sürdükçe kremsi bir hal alıyor. Nanoteknoloji dedikleri bu olsa gerek. Ürünü sadece lekeli bölgeye süreceksiniz. Kullanım kılavuzunda üzerine nemlendirici sürün diyor ama ben nolur nolmaz etkisi geçer neyime gerek diye sürmüyorum. Bunu da Benev’in ürününü uygulayıp, yıkayıp kuruttuktan sonra sürüyorum.

DDF Ultra Lite Oil Free: Bu ürün genel olarak bir nemlendiricide aradığım ne varsa veriyor; hızla emilme ve yağlı bir his bırakmama. Ayrıca yağ bazlı olmaması sivilce çıkmasına zemin de hazırlamamış oluyor, bu da iyi bir şey. 

Avene Tinted Cream : İşte bu harika bir ürün! Avene ürünlerini oldum olası sevmişimdir zaten. Bu güneş koruyucunun en büyük özelliği fondöten gibi renkli olması. Şimdiye kadar beyaz renkli güneş koruyucu sürüp de hortlak görmüş gibi bir suratla gezdiğim günlere yanıyorum. Nasıl desem, teninize fondöten sürmüş gibi renk veriyor, üstelik benim cildim gibi leke ve iz olan bir ciltte bile gayet güzel kapatıcı etkisi yaptı. Bir de 50 koruma faktörlü, daha ne olsun ! Testerlar da bitmek üzere, ilk işim gidip bu ürünü almak olacak. Sanırım benim için bu yazın keşfi Avene Tinted Cream.

Sonuç olarak lekelerde bir azalma var mı? Kesinlikle var diyebilirim, henüz kullanalı 2 hafta oldu, %100 geçti diyemem ama gözle görülür bir gerileme var. Bu yüzden 4 ürün de benden geçer not aldı.

Peki sizin yaz için keşfettiğiniz en güzel ürün nedir?

PROBLEM 2: Saç uçlarım nemsiz, yıpranmış ve kırık duruyor. Ne kullanmalıyım?

Cevap: Bir süredir özellikle saç uçlarımın nemsiz durduğunu ben de farkındaydım. Ama en son kuaförüme gittiğimde " Dermokozmetik delisi, saçlarını kestiğim halde hala uçları kırık, iyi bir bakıma ihtiyacın var" deyince kafama dank etti. Bir süredir Organix'in özellike bu sorunu olanlar için piyasada olan "coconut milk" kırılmalara karşı etkili serumunu kullanıyorum.

Üründen memnun olduğumu söyleyebilirim. Yalnız yağlı bir ürün olduğu kullanırken miktarını iyi ayarlamak lazım. Ben 1-2 damla kullanıyorum, bu miktar hem tüm saç uçlarım için yeterli oluyor. hem de daha sonra saçımı kurutunca yağlı bir görüntü oluşmuyor. Kıvamı da yoğun olduğu için uzun süre kullanabileceğiniz bir ürün. Tek dezavantajı, öyle güzel hindistan cevizi kokuyor ki, kurabiye vs. gibi bir şeylere saldırma ihtiyacı hissediyorsunuz :)

PROBLEM 1: Saçımın o canım kızıl rengi deniz, havuz, güneş derken aktı ve acayip bir turuncuya dönüştü. Bir daha böyle bir problemle karşılaşmamak için kullanabileceğim bir ürün var mı?

Cevap: Evet varmış çok şükür. Eczaneden Phyto'nun Gloss isimli saç rengi koruyucu ürününü önerdiler. 5 çeşit renk seçeneği arasından ben saçıma en uygun gözüken kestane bakır saçlar için olanını seçtim.

Eve gelince dayanamayıp uyguladım. Kullanması oldukça kolay, eliniz boyanmasın diye içinden çıkan eldiveni kullanarak saçlarınıza kökten uca kadar ürünü yedirin. Üzerinde 5-6 defa bastırarak kullanın diyor ama saçım uzun olduğu için 8-9 defa bastırarak kullandım. 5 dk. bekleyin ve saçınızı durulayın. Bu arada ürün nemi alınmış saça uygulanıyor. Ben banyodan sonra uyguladım, siz de bu şekilde yapacaksanız ürünü yıkarken tekrar şampuanla durulamaya gerek yok çünkü kendi köpürüyor zaten.

Sonuç olarak saçıma güzel bir parlaklık verdi ama ben boyası akmış saçıma uyguladığım için tam sonuç alamadığımı düşünüyorum. Saçımı bir de boyattıktan sonra deneyip görüşlerimi paylaşacağım.

Tekrar merhaba...

Herkese merhaba,

Daha çok yeni başlamış olduğum bloguma biraz önce girince ne kadar da ara vermiş olduğumu fark ettim. Yeni bir iş kuruyorum kendime, onun koşuşturmasıyla uğraşırken vakit nasıl geçmiş anlamadım. Ama bu arayı kapamak için bir çok ürünün tanıtımını yapacağım size ;)

Yazın gelmesiyle birlikte cilt problemleri de kendini gösterdi sağ olsun :). Ne zamandır eczaneye uğramamıştım, gitmişken tüm problemlerime uygun yüklü bir alışveriş yapıp döndüm. Benimle benzer cilt ve saç problemleri olanlar yazının devamını kaçırmasın bence. Neler aldığım bir sonraki yazımda.

Body Shop'tan Geniş Çaplı 3 Al 2 Öde Kampanyası

Sevdiğim markalardan biri olan Body Shop'ta  avantajlı bir kampanya başlamış. Tüm cilt ve makyaj ürünlerinde 3 Al 2 Öde kampanyası varmış. Makyaj ürünlerini çok nadir tüketsem de özellikle yosun özlü cilt serisinin muhteşem olduğunu düşünüyorum.

Normalde Body Shop spesifik ürünlerde kampanya yapıyor ama bu seferki tüm cilt ve makyaj ürünlerini kapsadığı için kaçırılmaması gereken bir kampanya.

Yalnız elinizi çabuk tutmanızda fayda var zira kampanya sadece bu Perşembe gününe kadar yani 4 gün sürüyor.

Merhaba

Her şey taa ergenlik günlerime dayanıyor.

Ergenlik hayatıma girer girmez bana sivilceli bir yüz hediye etti . Bir sürü doktora gittim, bir sürü ürün kullandım ama nafile. Neyse ki yaşımın ilerlemesiyle birlikte bu sorun daha halledilebilir oldu. Sivilce sorunum halloldu hallolmasına ama geniş gözenekler, sık tekrarlanan siyah noktalar, ton farklılıkları, lekeler baki kaldı.

Derken bir gün eczanelerde de cilt bakım ürünleri satıldığını farkettim. Ve voilà ! Kozmetik satan dükkanlarda uğruna vakit ve nakit harcadığım ama bir türlü yararını görmediğim ürünlerden sonra aradığımı bulmuştum. Daha az zararlı kimyasal içeren, kesinlikle daha etkili ve tedavi edici dermokozmetik dünyasına adım atmıştım.

Bu alandaki araştırmalarımı genişlettikçe aslında şimdiye kadar bilinçsizce, reklamlarına kanarak kullandığım ürünlerle kendime ne kadar zarar verdiğimi gördükten sonra, daha medikal ve daha doğal ürünleri kullanmaya başladım. Artık kozmetik dükkanlarından alışverişi bazı zaruret ürünler haricinde kestim, eczanelerde ve internette bu konuda satış yapan e-ticaret sitelerinde daha sağlıklı ürünler bulmak mümkün.

Dermokozmetik evet daha pahalı ama sonuç almadaki kesinliği çok daha garanti. Eczaneleri çocukluğumdan beri oldum olası çok severdim, annem ilaç alışverişi yaparken en büyük zevkim dünya kadar ürün dolu rafları tek tek karıştırmaktı. Sonra eczanelerin yapılarının biraz daha değiştiğini farkettim, artık çok kaliteli cilt bakım ürünleri ve mineral makyaj vs. gibi yenilikçi ürünler de satıyorlardı. Kullandıkça ve faydalarına gördükçe bu konudaki bilgilerimi çevremdekilerle de paylaşmaya başladım, onların da ürünleri kullandıça yaşadıkları değişimi yakından görme fırsatım oldu. İnternette bu konuda geniş bir içerik olmadığını farkedince blogumun temelleri atılmış oldu.

Sevgili okuyucular, blogumda daha medikal ve daha doğal ürünleri size fırsat buldukça tanıtacağım. Umuyorum ki benim gördüğüm faydayı sizler de göreceksiniz.

Sevgiyle kalın.